Birkaç hafta önce, gecenin on ikisinde Ahmet Davutoğlu Trt'de soruları cevaplıyor, akademik zam açıklaması yapacakmış dediler. Durur muyuz? Hemen açıp izledik.
On iki buçuğa doğru başbakan, programın bitimine iki dakika kala, akademisyenlerin maaşına zam geleceğine dair sinyal verdi.''1 Ekim de'' dedi.

Ertesi gün birçok haber sitesinde akademisyenlere müjde başlığıyla haberler yayınlandı. Çoğu akademisyen sevindi. Fakat, birkaç ay önce MHP li bir vekil mecliste akademik zam raporunu sundu, akademisyenlerin hakkını savundu, meclisin gündemi akademisyenlerin özlük hakları iken AKP li bir vekil kürsüye çıktı ve akademisyenlerin sorunundan daha önemli bir konumuz var Gazze'yi konuşacağız dedi.
Böylelikle gündem bir anda değişti ve akademisyenlerin 'a'sı bile anılmadı. Bu sebeple zamı görmeden sevinmek bir kısım akademisyenlere göre henüz erkendi.

Bu sözleri söyleyen AKP vekil, Prof. imiş sonradan öğrendim.
Arş.Gör olduğu zamanları ya unuttu ya zengin bir insandı Arş. Gör. maaşıyla rahat geçindi ya da mesleğinden utanıyor ki bu sözleri vicdansızca söyleyebildi.
Eğer sen kendi halkının sorunlarına çözüm üretmeyi beceremiyorsan orada vekil olmanın da Gazze'ye üzülmenin de bir anlamı yok.
Gerçi mevzuyu akademisyenlerin sorunundan Gazze'ye getirmekte ayrı bir zeka ister.
Anca bir Akp li Prof. vekil akıl edebilirdi bunu. :D

Bu meseleye gönül vermiş birkaç iyi insan senelerdir akademisyenlerin hakkı olan zam için mücadele veriyor. Eşim de bu yıl bu mücadele için yola çıkanların yanında yürümeye başladı. Dolayısı ile her haksızlığa uğramışın hakkını fırsat bulduğum her mecrada savunan ben de bu mücadelede eşimi yalnız bırakmadım.
 Akademisyen değilim ama bir akademisyenle evli olmanın ne demek olduğunu çok iyi biliyorum.
Aylardır mücadelemiz her türlü alanda devam etti.
Mesela bu iyi insanlar Vahdet  Özkoçak başkanlığında ÖGESEN (Öğretim Elemanları Sendikası) isimli sendikayı kurdu. Henüz yeni bir sendika olmasına rağmen, yaptığım araştırmalara dayanarak akademisyenlerin haklarını hakkıyla savunduğunu sanan diğer sendikalara göre adam gibi bu işin arkasında durduğunu ve inşaAllah başarcağını söyleyebilirim.

Her alanda olduğu gibi bu alanda da muhalifler yok değil tabi. Akademik zam mücadelesiyle dalga geçen, ''Amaan ne gereği var böyle uğraşmanın. Ne kadar açmışsınız.'' diyen, binbir saçma tavır ve sözle mücadelenin ruhunu yıpratmaya çalışan, eli boş gönlü hoş dediğimiz cinsten rahat ve cahilliğin gidip eşekliğin baki kaldığı atasözümüzün vücud bulduğu,  bu koyunsu muhalif grubunu akademisyenlerin oluşturduğunu öğrenince bir önceki akademisyenleri konu alan yazımda değindiğim ast üst meselesinin bu muhalif grubun başının altından çıktığını düşündüm. Bence Arş. Gör. leri  Üniv. öğrencilerinin gözünde amele, Prof.ların, Doç. ların gözünde ingilizce çeviri yapmaya yarayan işçi böcek yapan bu muhalif zihniyettir. O arkadaşlara buradan sesleniyorum zam gelirse sizin maaşlara da gelecek fakat muhalif olduğunuz o zamları her ay devlete bağışlayabilirsiniz.
Ne gerek var zamlı maaşa?

Akademisyenlikle uzaktan yakından ilgisi olmayan kişilerin zam olayına muhalif bakmalarını umursamıyorum bile. Çünkü onlar bir Akademisyenin özellikle Arş. Gör.lerin, gittikleri ingilizce kurslarının, yaptırttıkları ücretli çevirilerin, yurt içi ve yurt dışında kongrelere katılmanın bedelini maaşlarından ödemelerinin ne demek olduğunu asla anlayamazlar.

Bir sözlük yazarının şu cümlesi çok samimi idi ''Madem bilim adamları piramidin en üstünde yer alıyorsa, piramidin tabanındaki bir adamla aynı maaşı almaları doğru değildir.''

Türkiyede, bahsettiğim muhalif grupların, bilime zerre gönül vermemiş, adeta kademe yükselten memur zihniyetiyle statü edinmiş Arş.Gör.ünden tut Prof.una kadar akademisyen kişilerinin ve dahi bilim adamı yetiştirmek için imkan sunmayan, desteklemeyen ve bu konuda gayreti dahi olmayan devletimizin yüzünden bilim gelişmiyor.

İlk okuldaki bir hocamız beyin göçünü neredeyse vatana ihanete denktir duygusuyla anlatmıştı. Yıllarca beyin göçü yapan bilim adamlarımıza ülkesini beğenmiyor dedik.
Ama bir akademisyenle evlenince anladım ki beyin göçüne bu ülke mecbur bırakıyor.

Fazla celallenmiyor ve ekim de, akademisyenlere zam dahil her türlü iyileştirmenin gelmesini umuyoruz. :D

NOT 1: Akademisyenleri konu alan diğer yazım şurada 

NOT 2: Tek başına da olsa hak bildiğin davada yürümenin canlı örneği olarak ÖGESEN'i görüyor, 
 Vahdet Özkoçak ve ekibine bizlere örnek olduğu için teşekkür ediyoruz.


Bazen Kardeş Payı'ndaki gondiklesinler mi sahnesi de aklıma gelmiyor değil hani :D :