Bir önceki yazımda akademik zam olayından bahsetmiştim. Ahmed Davutoğlu'nun TRT'deki açıklamasıyla akademisyen aileleri olarak umutlarımız yeşermişti.

Sosyal medya platformlarında kâh gelir, gelmez tartışmaları, kâh Doç.lara, Prof.lara gelmeyecek tartışmaları yaşandı.
Kâh sinirler gerildi, kâh goygoyun suyu çıkarıldı. Öyle veya böyle birkaç inanmış güzel yürek mücadeleden asla vazgeçmedi.
İşte o zam(m)ın, teklif edilen ücretin çok altında da olsa, pek yakında tüm akademisyenlere eşit oranda gelmesi kesinleşti.

Öncelikle Ahmet Davutoğlu'na başbakan olduktan sonra ilk icraatlarında 'her şeye ve herkese rağmen' akademisyenlere yer verdiği için ayrı bir teşekkür ediyorum. Her ne kadar dünyaya baktığımız pencereler ayrı olsa da dolaylı yoldan aynı 'deryanın' rahle-i tedrisatından geçtiğimiz için yine 'her şeye ve herkese' rağmen kendisini gayet samimi buluyorum. Bunun akademik zam ile uzaktan yakından kesinlikle alakası yok. Ve bizim ülkemizde böyle samimi adamların başbakanlıklarının uzun süremeyeceği kanaatindeyim.

Buradan sonra yazacaklarım tamamı ile akademisyen olmayan bir akademisyen eşinin düşüncelerini içerir. Uzaktan davulun sesi hoş gelir mevzusu elbette kaçınılmaz bir gerçek olduğu için yanlış bulduğunuz, eleştirdiğiniz yönleri yoruma yazabilirsiniz.

Ortada bir başarı var mı?

Elbette ortada bir başarı var. Hem de paylaşılamayan, kıskanılan bir başarı...

Akademisyenlerin akademik zam alması başarı mıdır?

Zam mücadelesi sürdüren akademisyenlere muhalif olan başka akademisyenlerde oldu. Eğer ki verilen zam(m)a akademisyenlerin başarısı dersek, muhalif akademisyenleri tamamıyla görmezden gelip, mücadele eden akademisyenlere haksızlık etmiş oluruz.


Ve mademki akademisyenler bu ülkenin bilim adamlarıdır, o halde alacakları üç beş kuruş fazla paraya başarı gözüyle bakmaları bilim adamlığının ne olduğunun farkına varamadıklarını gösterir.
Akademisyenlerin akademik zam alması kesinlikle bir başarı değildir. Gelen zam yapacakları çalışmalara az da olsa destek vermekten başka bir şey değil. Umuyorum ki bundan sonra hiçbir Prof. , Doç., Yrd. Doç.; Araştırma Görevlilerini ezmeye çalışmaz. Çünkü mücadele eden arkadaşların çoğu Araştırma Görevlisi idi. Herkes bilim yapmaya çalışsa ne kadar güzel olur değil mi?

Bu başarının paydaşları kimlerdir?

On yılı aşkın bir süredir akademisyenlerin zam isteği, bir şekilde geri çevrilmiş, özlük haklarına birazcık olsun iyileştirme yapılamamıştı. 2014'ün son aylarına doğru, akademisyen olan bir başbakan tarafından meslektaşlarının sorunları, istekleri göz ardı edilmedi ve ne olursa olsun bu sorunların çözümü için kesinlikle çok başarılı bir yol izledi.

Senelerdir  çözülemeyen zam meselesi nasıl oldu da bu yıl çözüldü sorusu akıllara geliyor.

Akademisyen arkadaşların da bildiği gibi bu yıla kadar bu sorunların çözümüyle Eğitim- Bir-Sen ve bazı kuruluşlar aktif olarak ilgilendi, uğraştı. Hatta geçen yıl tıpkı bu zam(m)ın gelmesini beklediğimiz gibi Eğitim-Bir-Sen'in akademik zam teklifinden de olumlu sonuçlar beklediğimizi dün gibi hatırlarım.

Ama bu yıl başka bir şey oldu. Bu iş mücadeleye dönüştü.

İnanmış birkaç iyi insan, daha öncesinden başlattıkları mücadeleyi büyütüp sendika kurmaya karar verdi. O iyi insanların yanına başka iyi insanlar da katıldı ve ÖGESEN kuruldu.
Üniv.ler gezildi, mücadeleler, icraatlar anlatıldı, temsilcilikler açıldı. Bir yandan da hem mecliste görüşmeler yapıldı, hem de sosyal medya organlarında dikkat çekici bir kalabalıkla devlet yetkililerine seslenildi. Ama bu mücadele, bu yıl  hep ÖGESEN çatısı altında yapıldı. Başka SEN ler, DER ler, kuruluşlar bir iki twit atmakla yetinirken, bu mücadeleye ortak olanlar, gece yarılarına kadar, eşiyle, çocuğuyla, muhabbeti ve ilgiyi kesip sosyal ağlarda yazılarıyla, twitleriyle ÖGESEN çatısında desteklerini sürdürdüler.

Evet ortada bir başarı var ama bu başarı onun, bunun değil ÖGESEN ve nezdinde o inanmış, mücadeleci, iyi yürekli insanlarındır.

ÖGESEN'in bu başarısı elbette kıskanılacaktır. Hatta başarı üstlenmeye çalışan SEN ler, DER ler, kuruluşlar olacaktır. Mesela EĞİTİM-BİR-SEN tüm akademisyenlere çalışmaları sonucu zam aldıklarını anlatan mail attı. Bu sülalem rahat, hazırcı style nereden geliyor anlamadım.

Elbette EĞİTİM-BİR-SEN'in geçen yıllardaki emeklerini görmezden gelmiyor ve teşekkür ediyoruz. Fakat bu yıl gelen başarıyı üstlenmeleri gerçekten çok büyük ayıptır. Kardeş sendikamız ÖGESEN'in başarısını tebrik ediyoruz demek bu kadar zor olmamalı. Eğitimcilerin birleştiği bir sendikanın çocuksu ihtiraslara kapılması beni gerçekten hayal kırıklığına uğrattı.

Bu başarının arkasında ÖGESEN'in olduğunun bir başka kanıtı, değerli akademisyenlerden gelen tebriklerdir. 

Haberleri takip eden insanlarız. Sosyal ağlardan, hangi kuruluşun hangi başkanı, hangi icraatların peşinde gayet iyi biliyoruz. Yani demek istiyorum ki çocuk değiliz beyler, neyin ne olduğunun gayet farkındayız.

Niçin ÖGESEN diyorum?

Akademik zam dedik. Fakat bu zam verilirken akademisyen uzmanlar her nasılsa unutulmuştu. ÖGESEN üyeleri twitter den çağrı yaptı ve tasarıya uzmanlar için de zam(m)ın verilmesi eklendi. Zam aldıkları halde kendilerini destekleyen veya desteklemeyen uzman arkadaşlarını yarı yolda bırakmadı.

ÖGESEN'in kuruluş aşamasında ÖGESEN Kurucu Yönetim Kurulu Üyesi eşim Fatih BUDAK ve arkadaşları Ahmed Davutoğlu'ndan önceki başbakana sunulması için akademik zam raporu hazırlıyordu. Eşim kendisine düşen bölümü evde tamamlamak üzere çalışmaya başlamıştı. Rapor hazırlama işi birkaç gün sürdü. Bu süre zarfında, okuldan eve geldiğinde toplam 20 dakika içinde yemeğini yer, halimizi hatırımızı sorar, sonrasında saatlerce bir odaya kapanıp rapor çalışmasına devam ederdi. Bizimle ilgilenmesine alışkın olduğumuz için bu durumu epey kabullenemedik. Odanın kapısına bir minik oğlumuz gidip tık tıkladı, bir ben gidip tık tıkladım. Ama o kapı açılmadığı gibi ne zaman bitecek sorularımıza dahi yanıt alamadık. O gün epey sinirlenmiş, hatta kendi kendime söylenmiştim. Sonra kendimi bu mücadelenin içinde buldum. :D

Dün eşimin 2 azı dişi çekildi ve dikiş atıldı. O ağrıya ve kanamaya rağmen hastaneden gelir gelmez ÖGESEN'in Akademik Dil Sınavı çalışmasının başına oturdu ve saatlerce uğraştı. Gece 11 gibi, anca gelebildi yanımıza. :D

ÖGESEN'e gönül vermiş herkesin aynı durumda olduğuna şüphem yok. Kanıtım da şudur ki 3,5 ay kadar kısa bir zamanda diğer kuruluşlara nazaran akademisyenlerin sorunlarına su götürmez bir başarı ile çözümler üretmeye başladı. ÖGESEN'de gönül var, emek var, dayanışma var, kararlılık ve azim var.

ÖGESEN, çalışmalarına devam ederken; muhalif partilerden de destek çığ gibi geldi. Özellikle MHP ye ayrı bir teşekkür etmek gerekir ki MHP li Millet vekillerinden Dr. Sinan Oğan ve Prof. Dr. Zuhal Topçu defalarca bu konuyu mecliste gündeme getirdiler. Yine uzman akademisyenlere zam meselesinde ilk tepkiyi gösteren millet vekilleri onlardı.

ÖGESEN kurulmadan evvel var olan ÖGEDER tarafından sunulan zam teklifini, Mhp'li millet vekili Dr. Sinan Oğan meclisin gündemine taşıdı ve akademisyenlerin haklarını çok güzel savundu.

 Sayın Sinan Oğan'ın o konuşması: Aslında her şey böyle başladı....

                                  


Bir akademisyen eşi olarak ÖGESEN'e, kurucularına, temsilciliklerine, üyelerine, akademisyenlerine, destekçilerine, sevenlerine, yazı yazanlarına, twit atanlarına ayrı ayrı teşekkür ediyorum. İyi ki bu mücadeleyi başlattınız. İyi ki varsınız...

NOT 1: Bir kez daha bir insan davasına inanmışsa neler yapabilirin kanıtı olarak ÖGESEN başkanı Vahdet Özkoçak hocamızı örnek gösteriyorum. Bu yola çıkarken belki destekçisi azdı veya yoktu. Kimbilir belki dalga geçenler, boş yere uğraşıyor diyenler oldu. Ama hiçbiri bu yoldan vazgeçmesine engel olmadı. Aksine büyük bir kitlenin bu yolda yürümesine vesile oldu. Teşekkür ediyoruz.

NOT 2: Gerçek Türkçe'nin ne olduğunu öğrenmeden günümüzde kullandığımız dile geçmiş yabancı kelimeleri bazı alanlarda istediğim gibi kullanma hürriyetine sahip olduğumu düşünürüm. Yazılarımda ne anlatmaya çalıştığımdan ziyade, dilime yoğunlaşanlar bi zahmet buradan, edebiyat yapan sitelere doğru seyir etsinler. Eleştirilere her zaman açığımdır. Haddinde ve yerinde olursa...


                                                                                                                    乇.乃