Güçlü olduğumu sanırdım. Değilmişim... 

Babam yoğun bakıma girince anladım. 

Aylardır kızımı kaybetmeyi beklerken babamı kaybedecek olmak beni yıktı. Diyeceksiniz ki bir gün herkesin başına gelecek. Biliyorum herkes ölecek ama işte öyle basit değilmiş acısını yaşamak.

Evin en küçüğü, babasının biricik nazlı kızı olmak nedir bilir misiniz? 

Babamla oyun oynarken, ben doktorum şimdi seni ameliyat edeceğim deyip gerçek makasla burnunun içini kesmiştim. Kaç gün acıyor diye gezmişti. 

Özür dilerim baba canını acıtmak istememiştim.

İlk ayakkabı bağlamayı öğrettiğin gün sana çok kızmıştım, ben bağlayamıyorum işte sen bağla diye..
Ama sen ısrarla kendin bağla demiştin. Bağlamayı başardıktan sonra ise kahraman gibi gözükmüştün gözüme.

İlk omlet yapmayı sen öğretmiştin bana. Her zaman bana, beni çok sevdiğini söylediğin için teşekkür ederim baba. En büyük duamı sana ediyorum kızım derdin. 

Söylemeyin üzülmesin diyerek o halinle bile beni düşündüğün için ne desem bilemiyorum baba.

Her yanından ayrılışımda gelipte bulamamak var diye sımsıkı sarılıp, babam ne kadar zayıf böyle derdim içimden. Ama zahiren öyle olsan da varlığın bile beni öyle bir kuvvetlendiriyordu ki...

Uzaklık, mesafeler, başka şeyler, ne olursa olsun sen sırtımı dayadığım koca bir dağsın baba. 
O dağ yıkılırsa kime dayanırım ben?

Baba ''Hiçbir meslekle ilgilenme. Kuran hizmetkarı ol kızım. Senden bunu istiyorum'' dediğin gün seninle yaşadığım tüm olumsuzlukları sildim kafamdan. Kaç baba kızına para kazanmasan da olur, Kuran hizmetkarı ol derdi ki...

Baba varlığın için, verdiğin tüm nasihatler için teşekkür ederim...

11 yaşımda başladığım bu yolculukta, bana her zaman yazmaya devam et dediğin için teşekkür ederim. 

Babam olduğun için teşekkür ederim...

İyi ki benim babamdın...

Acılarıma hükmettiğimi sanırdım yanılmışım....