1/31/2016

ANKARA KİTAP FUARI'NDAN KİTAPLAR

kitap fuarı


17 Ocak kitap fuarının son günüymüş. Gittiğimizde öğrendik ve iyi ki gitmişiz dedik. 
Hava çok soğuktu ama yine de gittiğimize değdi. Tabi eli boş dönmek olmazdı. 
Kalabalıktan çok rahat edemesek de yine de birkaç kitap almayı başarabildik.

Fuara girmek isteyenlerin, uzun kuyruklar oluşturduğunu görünce gerçekten sevindim.
Demek ki okuyoruz!!! Ama neyi? Bu da çok önemli.
İnşaAllah çok faydalı şeyler okuruz da ülkenin gelişimi ve neslin şuuru biraz olsun artar.
Açıkçası bu kez Türk yazarları okumak istedim. Ve alış-verişimi ona yönelik yaptım.

Kitaplara gelecek olursak:


kitap fuarı


Aldığım kitaplardan en ilgimi çeken, F.B'nin  üniv. yıllarından ev arkadaşı, Bilâl Sami Gökdemir'in romanları oldu.  
Şu Saatte Orada Mıydın? son sayfası yırtık bir roman. Ciddi ciddi yırtmışlar. Son sayfasından ve verilen ip uçlarından yola çıkarak olay çözümlemesi yapılıyor sanırım.
Madam Bravo'nun arka kapağında kazınacak bir kısım var. Yine verilen ip uçlarından ve kazınan kısımdan yola çıkarak olay çözümlemesi yapılıyor.
Çok Kullanılmış Kalpler Dükkanı romanında belli kısımdan sonra şifreli, kalp şeklinde bir anahtar var ve o şifreyi çözmeden kitabın kalanını okuyamıyorsunuz. 
Çok güzel olmuş, romanların bu şekilde sunulması.

Büyükler için boyama kitabı mı alsam diye düşünürken, Hasan Aycan'ın çizgilerle 40 Hadis-i Şerifi anlattığı 40 Hadis 40 Çizgi kitabını aldık. Benim çok hoşuma gitti. 40 Hadis ezberlemek bu şekilde daha kolay.

F.B'nin görür görmez, ''Edebiyat eleştirmenlerinden tam not alan öykü kitabı. Muhakkak alalım.'' dediği, Sedat Demir'in Küçük Paris Fena Öksürüyor kitabı hem kapağının güzelliği hem de ismi ile dikkatimi çekti ve ben de alalım dedim. 
İki tane aldık. Stanttaki gençler ''Yazarımız burada imzalatmak ister misiniz?'' dediler. 
Hem yazarla tanıştık hem de kitaplarımızı imzalattık. Yazarın ilgi ve alakası çok güzeldi. 
Ayrıca bu yayınevinin standında duran gençlerin kitaplar hakkında soru soran kişileri bilgilendirmesi takdire şayandı. 
Çünkü, neredeyse tüm kitapları okumuşlardı. Ve kişilerin tarzına göre kitap önerilerinde bulunuyorlardı. 
Keşke her stantta böyle kişiler dursaydı. Köklü yayın evlerinin standında ve koca fuarda bile böyle bilinçli kitap satıcıları çok az gördüm.

Fuara gitmeden önce Ahmet Şafak'ın Kurt 2015 romanını görüp merak etmiştim. F.B de fuarda kitabı görünce merak etti. Ahmet Şafak'ın fuara geleceğini bilmiyorduk. Almışken imzalatalım dedik. Onunla da tanıştık. İlgi ve alakası güzeldi. Yorgunluğu belli olmasına rağmen herkesi güler yüzle karşıladı.

Açıkçası bu kez Türk yazarları okumak istedim. Ve alış-verişimi ona yönelik yaptım.

Fuarda benim için en güzel şey sahafları gezmekti. Yalnız şunu fark ettim. 
Fuara gidecekseniz ve özellikle sahafları gezecekseniz ne alacağınıza gitmeden karar vermelisiniz.
Yoksa benim gibi ne alacağınızı bilemez halde gezer durursunuz. 
Siz siz olun fuara listenizi yapıp gidin vesselam. :)

                                                                                                       
                                                                乇.乃


1/16/2016

Veyl

yanlızlık


Ne kadar da kolay kalp kırıyorsunuz. 
İnsanoğlu, ben haklıyım sen haksızsın tartışmasına girdiği günden beri kalpler ziftleşti.
Kaybetmekten korkma duygusu yok oldu. 

İyilik yapana ne zamandan beri kötülükle karşılık veriliyor hiç düşündünüz mü? 
Ne zaman, iyiliğiniz için uğraşan insanlara kalplerinden, akıllarından çıkamayacak acı sözler söylemeye başladınız? 
Hem de sırf siyasi ve hayat görüşünüze, standartlarınıza, statünüze uygun değil diye...

Neyi yaptınız da kendinizi üstün görür oldunuz? 
Hangi zenginlik, hangi makam, hangi ibadet size bunu hissettirdi? 
Dürüstçe yaşamak varken,  ne için düğümlere üfürmekle uğraştınız?

Neyi, kimi, neden küçümsediniz?
Hangi gün insanların kaşelerine, etiketlerine bakmaya başladınız?
Nasıl böyle defolandınız? Kimse sizi defolu mal diye geri vermeye uğraşmadı mı? 
Neyi inkar ettiniz? Nasıl beni böyle kabul edeceksiniz diyebildiniz? 
Hiç mi öğüt almadınız? Niçin değişemediniz?
Egolarınız nasıl böyle Kafdağı'na ulaşabildi?

Ne zamandır özür dilemek, affetmek aciz insanlara yakıştırıldı?
Niçin sevgiden yoksunsunuz? Niçin kimseyi, hatta hiçbir canlıyı koşulsuzca sevemiyorsunuz?

Ve kalbiniz temiz öyle mi? Fesatlık, fitnelik taşımıyorsunuz öyle mi? 

Veyller olsun sizlere...

1/04/2016

AGATHA CHRISTIE-ÇİZGİ ROMANI YORUMUM

ntv yayınları


Bilen bilir Agatha Christie kitapları bir bağımlılıktır. Bir kere okudunuz mu hep okumak istersiniz. Hatta diğer yazarların romanlarında bile onun tarzını ararsınız. Üstelik bu sadece tek kitabını okusanız bile olan bir şeydir.
O, zamanının polisiye roman kurallarına tamamen aykırı polisiye romanlar yazmış hatta polisiye roman kurallarını yeniden şekillendirmiş diyebiliriz.Bu yüzden ilk polisiye romanları çok fazla eleştiri almış ama ön yargılar kırılıp, kitapları okunmaya başlanınca üslubu çok sevilmiş.

Agatha Christie romanlarının en önemli özelliği okuyucuya katil kim sorusunu sordurmasından ziyade okuyucuyu da romana dahil edip, adeta bir dedektif gibi olay çözümlemesi yaptırarak katile ya da aranan cevaba ulaştırmasıdır.
Her güzel roman gibi onun romanları da insanı içine çekiyor fakat çekmekle kalmayıp roman karakterlerinden biri gibi hissettiriyor. Belki de çoğu polisiyede olmayan bu kurgu bizi onun kitaplarına bağlıyor. Ve bence kitaplarındaki bir diğer önemli özellik ise bazı polisiye-gerilim romanlarındaki kan, vahşet ve işkence tasvirlerinin neredeyse hiç olmaması.
Benim en çok bu yönü hoşuma gidiyor. Gerilim kitaplarındaki o tiksindirici cinayet tasvirleri yok.
Ama heyecan her zaman dorukta oluyor.

NTV yayınları Agatha Christie kitaplarından bazılarını çizgi roman olarak yayınladı. Manga okumayı seviyorum ama çizgi roman hiç okumamıştım. Agatha Christie kitaplarının da çizgi roman olarak yayınlandığını öğrendiğimden beri alıp okumak istedim. Bu yıla nasip oldu.
Bu çizgi roman kitabı aslında iki romanı içinde barındırıyor.

Şark Ekspresi'nde Cinayet, Gizli Düşman isimli çizgi romanını aldım. Açıkçası romana alışmışım çizgi roman okumayı epey garipsedim. Manga da bir nevi çizgi roman gibi ama çizgi romana alışmakta epey zorlandım diyebilirim. .




İlk roman Şark Ekspresi'nde Cinayet  Agatha'nın ünlü dedektif karakteri Hercule Poirot'nun maceralarından biri.
Gizli Düşman romanı ise yine ünlü karakterlerinden Tommy ve Tuppence'ın maceralarından. Özellikle İlk kısımda Hercule Poirot'un macerasını okurken keşke biraz açıklama kısmı koysalardı dedim. Tasvirlerin olmayışı çok etkiliyor romanı.
Direk diyaloglarla başlanınca ilk sayfalarda bir şey anlamadım. Orta sayfalara doğru, resimleri kafamda tasvire çevirerek diyalogları okudum. Bu şekilde yapınca daha kolay okunuyor ve anlaşılıyor. Tabi sadece diyalog olunca roman hikayesi bir çırpıda bitiveriyor. İlk romandan sonra Agatha'nın biyografisini koymuşlar. Romanları hakkında çok güzel bilgiler var. Açıkçası en çok bu kısmı sevdim.
Ayrıca onun hayatında en az romanlarındaki kadar gizemler olması daha da ilgi çekici bir şey.


ntv yayınları


İkinci romanda Tommy ve Tuppence'ın macerasını daha güzel bir keyifle, anlayarak okudum.
Güzel bir çizgi romandı ama yine bir çizgi roman alıp okur muyum?
Açıklaması bol olursa belki..

NOT: Agatha Christie'nin, Ölüm Düşesi ve Cinayetin Kraliçesi lakapları ile de anıldığını biliyor muydunuz?


                                                                                       乇.乃

                                                    

1/02/2016

AFORİZMA 2

  
                                                                                       Dünya!!!
                                                                              Türlü sancılara gebe.
                                                                     Hangi doğum sancısız olmuş ki???
                                        
                                                                                                     #aforizmikkalıntı

1/01/2016

#efsunluorman ve BLOGGER DAYANIŞMASI

Blogger dayanışması dediğimiz şey tam da bugün ortaya çıkmalı. Benim üye sayım az ama binlerce üyesi olan blogger arkadaşlar var. En azından sosyal medya hesaplarında paylaşabilirler.
Serrose'un kendi yazısını ekliyorum. Efsun için Serrose kadar olamasa da biz de çok üzüldük. Bir anne olarak o acıyı iki kat hissettim. Lütfen duyarsız kalmayalım. Bu orman ile Efsun'un adı yaşayacak, kuşlara, ağaçlara yuva olacak, oksijenimiz artacak ve ormandaki canlılar Allah'ı(c.c) zikrettikçe size de sevap gelecek. 



                                 
''Günlerdir bana tek iyi gelen düşünce bu #efsunluorman

Tema Vakfı ile görüşüp, işlemlere başladık, sizin de yardımlarınızla bu gerçek olabilir.

Efsun bedenen kaybolmuş olsa da, bu orman ile beraber kuşlara; böceklere, hayvanlara yuva olabilir, oksijen olup içimizde yaşamaya devam edebilir diye düşündük.
Beni en çok heyecanlandıran ise gidip ağaçlara sarılmak olacak! Efsun'um değil belki ama onun yokluğu ile büyüyecek ağaçlar.


Tema Vakfı'nın bize verdiği saha Balıkesir Bayat bölgesi. Kim bilir belki orada buluşmalar bile yaparız.


Bu hayali gerçekleştirebilmek için 2000 fidana ihtiyacımız var. 1 fidan 6 TL


Bağışlar  1-31 Ocak Tarihleri arasında TEMA'nın İş Bankası Levent Şubesi'ndeki 


TR56 0006 4000 0011 0351 2077 74 IBAN no'lu hesabına yatırılması gerekiyor.

Açıklama Kısmına 'Efsun Ryouka Kato' yazmalısınız.


Tema'nın başka hesaplarına yatırılmış bağışlar ne yazık ki geçerli sayılmıyor.


Yol arkadaşlarım size güveniyorum.


Lütfen bu yazıyı sosyal medya hesaplarınızda paylaşın ve yapabiliyorsanız bağış yapmayı da unutmayın!
Bir gün ağaçları kocaman olmuş, binlerce canlıyı barındıran ve bize oksijen kaynağı olan Efsun'lu Orman da buluşmak üzere!


Not: Yurt dışından bağış yapılamıyor ne yazık ki. Bu yüzden Türkiye'deki yakınlarınızdan yardım almanızı rica edeceğim, çok teşekkürler



not 2:  Fidan dikimleri ilkbahar ve sonbaharda olacakmış, tam tarihleri verildiğinde sizinle paylaşacağım

not 3: bağışların listesi haftalık rapor olarak gönderiliyormuş, onu da buradan paylaşacağım. Çok teşekkürler''