Allah-u Teala'nın (C.C), ilk yarattığı şey Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'in (s.a.v) nurudur. Allah-u Teala bu nuru dört parçaya ayırıp, birinci parçasından Kalem'i, ikinci parçasından Levh-i Mahfuz'u yaratmıştır. Rabbimizin Kalem'e verdiği ilk emir ''Yaz'' olmuştur. Kalem'in, Levh-i Mahfuz'a  yazdığı ilk yazı ise Besmele-i Şeriftir. Ve Kalem, bu kutsal cümlenin yazımını 700 senede tamamlamıştır. (İmâm Ahmed, Müsned IV-127)

Küçükken, şiirlerimi yazdığım bir ajandam vardı. Onu herkesten saklar, her an başına bir şey gelecekmişcesine korurdum. Sanırım, 13-14 yaşlarımda, ona son kez baktım ve tüm yazdıklarımı bir çırpıda yırtıp attım. Daha sonra  şöyle dedim kendi kendime: Ya Rabbi, bundan sonra Senin ismini anmadan hiçbir şey yazmayacağım. O gün bugündür, hiçbir yazıma Allah-u Teala'nın ismi olmadan başlamam.

Çoğu insan, yazının başında Besmele olmasına alışık değildir. Bunu, zor da olsa, hoşgörü ile karşılayabiliyorum. Fakat bazı edebiyat çevrelerinde;  ki  bu çevreye üst düzey 'aşk' kitapları yazsanız bile alınmanız hiç kolay değildir; ' kalemin dini yoktur ' mantığı altın bir kural gibi baş tacı edilmiştir. İşte bunun, hoş göreceğim tek bir harfi  dahi yok. Dini meselelere değinirsin, yok bu olmaz derler. Davanın özüne iner, Hakk'ı yazarsın, biz çok yüksek yerde mühim adamlarız, görüşümüzü belli edemeyiz havasına girerler. Kalemimizin dini yoktur, olmamalı da derler.Ama Müslümandırlar, öyle yaşamaya çalışırlar.

Halbuki tüm noksan sıfatlardan münezzeh olan Allah-u Teala, kalemi evvela yaratılanlar arasına almıştır. Bende biliyorum o Kalem'in, bizim 0.7 uçlu rotringlerden olmadığını. Ama gel gör ki kalem; kalemin dini yok diyen amcaların, paleolitik çağlarda hiçbir zaman evrim geçirmemiş dedelerinden de miras değildir. Allah-u Azimüşşân'ın hiçbir araca ihtiyacı olmadan Levh-i Mahfuz'a gerekenleri yazması, şüphesiz mümkündür. O halde Rabbimiz, yaratılış düzeninde neden ikinci sıraya kalem ismini verdiği ve yazı yazabilen nuranî bir varlığı koydu; hiç düşündünüz mü?

Günümüz edebiyatçılarından çoğunun, yazılarından birinin bir köşesinde muhakkak,  Rabbimizin Ümmet-i Muhammed'e ilk emri olan ''Oku'' ayeti mucibince, okumaya verilen değer konusunu işlerken, bu emrin devamında gelen Alak Suresi'nin 4. ayeti  ''Ki O, kalem ile (yazmayı) öğretmiştir.''  ile ilgili yazılarında bir bahis dahi geçirmeyerek, gayri edebice kaleme iftira etmeleri de deli cesareti gibi bir şey olsa gerek.

Be hey pek değerli, Müslüman edip amcalar..! Defterinize  nokta konulacak yaşa gelmişsiniz;  halen kaleme dinsiz diyorsunuz. Doğru ya artık klavyeleriniz var; kalem kimin umurunda? Bugüne kadar hiç kimse size söylememiş olabilir. Ben söyleyim, Rabb-ül Alemîn'in verdiği el nimeti ile tutup, yazı yazmanızı sağlayan kalemin, dini de vardır imanı da...

Merak ediyorum, sizin kalemleriniz pille mi çalışıyordu acaba?

E.B