78 Yıl+658 Gün

 Gazze’de soykırımın 662. günü. Filistin'in işgalinin 78. yılındayız. Dünya için bir insanlık mücadelesinin adıdır Filistin. 

İşgalinin günümüze kadarki süreci aşağıdaki görselde çok net görülüyor. Detay detay süreci anlatmak yerine zulmü duyurmak daha önemli şu dönem için.

Filistin’de yaşanan şey çoktan savaş suçunu geçti. Kaldı ki ortada savaş değil bir işgal, bir soykırım var. İsrail Gazze’lileri başta açlık olmak ğzere en temel gereksinimlerden yoksun bıkarak öldürmeye çalışıyor. Karşısında yıkacağı bir şehir zaten kalmadı. Kana doymadı. Bu sefer de Gazze’ye hiçbir yardım tırının, insani ihtiyaçların girmesine izin vermiyor.

Havadan yiyecek ve temel gıda desteği atılsa bile Gazze halkının tamamına ulaşacak düzeyde yardımlar olmuyor bunlar. Zaten belirli noktalardan bırakılan bu yardımlara o noktaya yakın insanlar ulaşabilir. Oraya uzak bir yerde bulunanların ulaşımı her türlü zor olacak. Havadan yapılan desteğin kaç insana yeteceğini de göz önünde bulundurmak gerekiyor. Gazze’nin yarısına bile yetmeyecek, yetse bile diğer yarısına asla ulaşamayacak yardımlar bunlar. Belki birkaç gün idare eder ya sonrası?

Ortada gözlerimizi kapayamayacağımız bir insanlık dramı var. Soykırım var. Açlığa mahkum edilmiş ve en temel ihtiyaçlara ulaşımı engellenen insanlar var. Hastaneleri, okulları, evleri bombalandı. Şehir dümdüz edildi. Gidecek hiçbir yerleri yok.

Yaşanan bu drama göz yummamak için inanç, dil, din, ırk veya aynı coğrafya birliği yapmanıza gerek yok. Bizler yanı başındaki Arap ülkelerinden ses çıkmazken, bambaşka kıtalardan ses çıkaran farklı dil, din, ırk ve kültüre sahip insanlara şahit olduk.

Bu bir insanlık meselesidir. Bir onur meselesidir. Bir duruş meselesidir.

Sosyal medya şovalyesi, sığ zihinli insanların 'banane benim meselem değil' tarzında cümleleri de dikkate alınmayacak kadar aşağılık geliyor bana. Kendi ülkenin sorununa da ses çıkar, Filistin’e de Doğu Türkistan’a da Myanmar ve daha nice zulüm coğrafyasına da… İnsanlığından ne kaybedersin?

Zulme ses çıkarman ülkende yaşanan hak, hukuk ve adalet mücadelesine sekte vurmaz. 

Aksine senin samimiyetini, insan olabilmeyi öğrendiğini gösterir.

Peki  biz Filistin konusunda  neler yapabiliriz? Herkesin elinden gelebilecek en önemli şey bu zulmü unutturmamak, dünyayla paylaşmak, susmamak. 

Daha sonra elinizden hangi alanda  boykot geliyorsa onu yapabilmek.

Bunu da aşağılık sözleri ile eleştirenler oluyor. Siz boykot yaptınız diye kimse batmayacak, onlara dokunmayacak vs. Dünyanın her yerinde boykot çağrısı var. Onca insan bunun farkında olamayacak kadar cahil mi acaba?  

Ayrıca boykota karşın onlara destek veren ya da doğrudan onların olan markaların; reklam politikasında değişikliğe gitmeleri, ürünlerin her zaman daha uygun fiyatlı sunulması ya da sürekli indirime gidilmesi, yapılan boykotun ciddiye alındığını gösteriyor.

Evet onları batırmayacağız belki ama safımız belli olacak. Tarafımızı seçeceğiz. Çocuklarımıza onurlu bir duruş nasıl sergilenir onu gösterecek, dalkavukluk ve torpille bir yerlere gelmeden yaşamayı öğreteceğiz.

Şu an ülkemiz insanının bir kısmına buna ben de dahil, malum partili sanılmamak için neler yapıyorsunuz diye sorsak herkes kendince bir şeyler sıralayacaktır. Safımızı, tarafımızı belli etmek istiyoruz çünkü. Haksızlık, zulüm kimden gelirse gelsin, hangi parti olursa olsun hepsinin karşısında durmak zorundasın. Senin partin kötü benim partim ne yaparsa yapsın iyi zihniyetinden dolayı bugünlere gelmedik mi zaten?

İşte bizlerin hem Filistin hem de Doğu Türkistan meselesinde boykot diye bağırmamızın en temel nedeni budur. İnsan olmak…

Kim elinden ne gelirse onu yapmalı. Sadece malum kahveciye gitmeyi bırakabilirim diyorsan onu yap. Alenen destek verip  bir de dalga geçer gibi reklam yapan markanın ürünlerini almam ama diğer ürünler olmadan yapamam diyorsan o markayı alma. Ufak bir adım at ne kaybedersin? İnsanların yaptığı boykotla dalga geçip  o zaman kullandığın telefonu, bilgisayarı, sosyal medyayı da bırak diyen zihniyete asla savunma veya açıklama yapma. Zaten yaşadığın dünya sistemi tamamen onlara hizmet ediyor. O zaman dünyada hiç yaşamamamız gerekir böyle bir saçmalık olabilir mi?

Destek vermiyorsan verme, boykot yapmıyor bu meseleyi konuşmuyorsan konuşma ama insanlık görevini yapanlara da dilinle, yazdıklarınla saldırma. Bu kadarını bari yapabil…

 

Bu arada yılında yazdığım ' I Swear That ' İsimli İsrail karşıtı yazı yüzünden ki Filistin'de saldırlar başlamıştı, blogum google tarafından önce kara listeye alındı ve hiçbir şekilde  adsense kazancı yapamadım. Daha sonra mail adresim tamamen ele geçirildi, blogumdan gelecek kazanç sadece kendilerinin istediği maile geçecek şekilde ayarlandı. Kendi mailime ulaşımım engellenmedi ama hiçbiri bloga, siteye kendi adımla yorum yapamadım. Onların belirlediği isim çıkıyordu ve asla değiştiremiyordum. Bunların hepsi google tarafının göz yummasıyla olan şeylerdi.

Mailimi tamamen silmek zorunda bıraktılar. Blogumdaki görsellerin hepsi silindi. O dönem elimde sadece benim adıma adsense girdikleri mail vardı. o dönem Odtü’de görevli bir akademisyen arkadaştan yardım istemiştik en azından ip ile  yer tespiti açısından ama maalesef o da sonuç vermedi.Yani bizim karşımızda uyuyan bir düşman yok. 

Dünya sistemi onlara hizmet ediyor derken boş bir laf etmiyoruz. Sosyal medyada Uygur ya da Filistin bayrağı kullanan kaç hesap ban yedi şahit olduk. Uygur bayrağı emojisi telefonlarımızda yok. Sosyal medyada kullanamıyoruz. Dünyada Uygur, Doğu Türkistan diye bir yer yokmuş gibi davranılmasını istiyorlar çünkü. Ama var. Zulüm gören insanlar var. Onlara ses olmak zorundayız. 

Destek olmuyorsan köstek de olma…

                                                                                                             𝒷𝒾𝓁ℊℯ...