Tatilde bir haftalığına ziyaretimize gelen küçük yeğenlerimiz için, evde bilgisayarımız ve internet bağlantısı olması, adeta bulunmaz bir nimet gibiydi. Çünkü sevdikleri dizilerin, çizgi filmlerin hoşlarına giden kısımlarını tekrar tekrar başa alıp izleyebileceklerdi. Bir gün ne izlediklerini merak edip yanlarına gittim ve gördüklerim beni hem güldürdü hem de düşündürdü.

Barış Manço'nun Nâne Limon Kabuğu şarkısıyla eğlenip, oynayan karakterlerin olduğu, bir çizgi filme bakıyorlardı. Fragman öyle dikkatimi çekti ki, bu çizgi filmde acaba ne öğretiyorlar dedim ve araştırdım. O yaşına kadar, kurtlarını dökmek deyimiyle hiç tanışamamış bir baba, minyon tipli, çıtı pıtı anne, küçük şeker kızları ve onlardan daha mantıklı düşünen psikopat ev kedisinden oluşan çekirdek mi çekirdek bir aile çıktı karşıma. Ne tarz şeyler öğrettiğini az çok tahmin edin artık. Barış Manço'nun olmasının ve Türkçe bir şarkıyla oynamalarının, ayrı bir güzellik kattığını belirtmeden geçmeyelim.

Bu da o aklımdan çıkaramadığım kısım:



İzledikten sonra biz çocukken diye başlayan klasik, sıralı cümleler yankılandı beynimde. Hanna & Barbera Stüdyosu'nun yaptığı çizgi dizileri çoğumuz izlemişizdir. Aralarında en sevdiğim çizgi dizi 1962 yapımı olan The Jetsons yani Jetgillerdi. Hafta sonu sabahları, okula gitmemenin keyfini Jetson ailesini izleyerek çıkarırdım. Yapıldığı yıllara göre uzay çağının yaşandığı bir dünya olan  bu çizgi dizi de tek bir kara parçası görmek neredeyse imkansızdı. Havada uçan arabalar, IQ su yüksek, garip geometrik şekilli, gökyüzünde tek bir kolon üzerinde duran kocaman evler, teknoloji namına aklınıza gelebilecek herşey ve ailenin reisi George Jetson'un konuşan, devasa bilgisayarı.

Türkiye de, yayınlandığı yıllarda izleyen her çocuğun hayalinde, öyle bir dünya olmuştur kim bilir... Ama yıl oldu 2013, hala Jetgiller'in teknolojisine ulaşamadık. Yalnız bizim teknolojimiz somut ve büyük araçlardan, küçülerek neredeyse soyutlaşacak araçlara doğru yol alırken onların, o teknoloji ile ağır iş makinesi kıvamında ki araçlardan kurtulamamış olması, yapımcılarının belki de gerçek olamayacak bir hayal gibi düşündüklerinden kaynaklıdır. Yine de hayallerimiz için önemli bir kaynak olmuştu The Jetsons.

Biraz daha renklendirilmiş, orjinal, The Jetsons jeneriği:



Bu devrin çocukları aile bağlarını, saygı ve sevgiyi dizilerden, çizgi filmlerden öğreniyorlarsa gerçekten bazı değerleri yitirmişiz demektir. Biz Türkler şöyle iyiyiz, böyle saygılıyız diyerek kendimizi kandırmanın bir manası yok. Şuurlu bir nesil yetiştirmek için, önce kendi şuurumuzu bir gözden geçirelim.

NOT: Altmışlar kuşağından değilim. Ülkemizde 30 yıl sonra yayınlandı. :)

E.B