12/26/2024

Narsistik Kişilik Bozukluğu 1

Daha önceden verdiğim bir söz vardı. Narsistik ilişki konusunu yazacaktım fakat iyileşmiş bir yaranın tekrar kanatılmasına benzettiğim ve de negatif enerji yüklü bir konu olarak gördüğüm için merkeze kendimi koymadan hap bilgiler şeklinde ele almaya karar verdim. Çeşitli makalelerden ve araştırmalardan süzerek konuya değineceğimi bilmenizi isterim. Sanırım narsist bireyle ilişki konusunda, önce yetişkin bireylerde bağlanma stillerini incelememiz gerekir. Konuya az çok hakim olabilmek için bu stillere ihtiyaç duyacağız. 

narsist bireyde zihin


Önce, narsizmin tanımını yaparak başlayalım. Narsistik kişilik bozukluğu; bireyin kendisini aşırı önemli ve değerli bulmasıyla birlikte aşırı beğenilme arzusu ve empati (eşduyum) yapmaktaki yoksunluğuyla ortaya çıkan kişilik yapısıdır.'' (Kohut, 1977)

Her bireyin bir bağlanma stili vardır kısaca değinecek olursak, dört ana başlık olarak en genel haliyle şu şekilde sıralayabiliriz:

1) Güvenli Bağlanma: Bu stil, kişinin kendine ve başkalarına güven duyduğu, sağlıklı ve dengeli ilişkiler kurabildiği durumu ifade eder.

2) Kaygılı Bağlanma: Bu stil, kişinin ilişkilerde sürekli olarak reddedilme veya terk edilme korkusu yaşadığı, aşırı bağımlı ve endişeli olduğu durumu ifade eder.

3) Kaçınmacı Bağlanma: Bu stil, kişinin duygusal yakınlıktan kaçındığı, bağımsızlığına aşırı önem verdiği ve ilişkilerde mesafeli olduğu durumu ifade eder.

4) Korkulu-Kaçınmacı Bağlanma: Bu stil, kişinin hem yakınlık arzuladığı hem de yakınlıktan korktuğu, çelişkili ve kararsız davranışlar sergilediği durumu ifade eder.

Bu bağlanma stilleri her bireyin, çocukluk deneyimlerinden ve erken ilişkilerden etkilenir ve yetişkinlikteki ilişkilerini şekillendirir. 

Narsist bireyler genellikle kaçınmacı bağlanma veya korkulu-kaçınmacı bağlanma şekillerine sahip olabilirler. Bu bağlanma stilleri, narsist bireylerin duygusal yakınlıktan kaçınma, bağımsızlıklarını aşırı vurgulama ve başkalarına karşı güvensizlik gibi davranışlarını açıklayabilir.

Kaçınmacı bağlanma şekline sahip narsist bireyler, duygusal yakınlıktan kaçınır ve ilişkilerde mesafeli olurlar. Bu, onların bağımsızlıklarını koruma ve başkalarına karşı savunmasız olmaktan kaçınma çabalarının bir yansımasıdır.

Korkulu-kaçınmacı bağlanma şekline sahip narsist bireyler ise, hem yakınlık arzulayıp hem de yakınlıktan korkarlar. Bu çelişkili davranışlar, onların duygusal olarak istikrarsız ve güvensiz olmalarına neden olabilir.

Narsist bireylerin kısaca bazı temel özellikleri ise şunlardır:

1) Aşırı Özgüven: Kendilerini diğer insanlardan üstün görürler ve sürekli övgü beklerler.

2) Empati Eksikliği: Başkalarının duygularını ve ihtiyaçlarını anlamakta zorlanırlar.

3) Manipülatif Davranışlar: Başkalarını kendi çıkarları için kullanmaktan çekinmezler.

4) Dikkat ve Onay Arayışı: Sürekli olarak ilgi ve onay beklerler.

5) Grandiyöz Hali: Kendi önemlerini abartırlar ve büyük başarılar elde etme hayalleri kurarlar.

6) Eleştiriye Karşı Hassasiyet: Eleştirilere karşı aşırı duyarlı ve savunmacı olabilirler.

7) İlişkilerde Yüzeysel Bağlanma: İlişkileri genellikle derinliksiz ve yüzeysel olabilir.

Bu kısma kadar genel bir araştırma özetiydi. Ayrıca yapılan araştırmalara göre narsistik kişiliğin pek çok türü mevcut. Bu kişiliğin en temelde yatan sebep ise erken çocukluk döneminden itibaren ebeveynlerle olan ilişkilerinin bozuk olması ya da ebeveynlerden birinin narsist olması olarak kaydedilmiş. Bağlanma stillerinin bebeklik dönemi ile birlikte hatta belki de anne karnında başladığını düşünürsek bebeklik döneminde ebeveynlerle kurulamamış bağın da etkili olduğunu söyleyen uzmanlar da var. 

Benim narsist bireylerde gözlemlediğim birkaç özelliğe değinmek isterim. Başarısız oldukları konulara karşın muhakkak yüksek başarı gösterdikleri de bir alan vardır. En basitinden manipülasyon konusunda usta olmaları. Elbette bunun getirisi olarak, ikna kabiliyetlerinin çok yüksek olmasını da ekleyebiliriz. Aile bireyleri dışındaki kadınları kullanılıp atılacak bri peçete gibi değersiz görme durumu. Bir ortamda en çok dikkat çeken, en ilgi gösterilern kişi olma isteği ve gerekirse ilgi çekmek için kendini gösterme çabası. Samimi ilişkilerinde bile çıkar gözetmeleri. Eleştiriye tahammülsüz olmaları, her konuda bilgi sahibi olmadan bile ahkam kesmeleri. Egolarını besleyecek söz ve davranışları kullanan kişilerle bir arada olmaı tercih etmeleri. Duygusal ilişkilerinde ise muhakkak karşısındaki kişinin neşesini, öz saygısını, yaşam enerjisini ve tüm benliğini değiştirirler. Bu adeta kendileri için güneş paneli görevi görecek bir kurban seçmedir. Yüksek kibir, aşağılama ve kıskançlık düzeylerinin üst seviyede olması belirgin düzeydedir. Bunlar kişisel gözlemime dayalı çıkarımlarımdır. Psikoloji alanında uzmanlığı olanlar daha doğru bilgi verecektir.

Yazının devamı elbette gelecek. O zamana kadar varsa sizlerin, bu konudaki gözlemlerini yorum kısmından okumak isterim. 



Bana Ulaşabilirsiniz: 

Twitter: https://x.com/aforizmikalinti?s=21

İnstagram: https://www.instagram.com/aforizmikalintilar?igsh=MXQ0NjlxbDVya3l0aQ==





15 yorum:

  1. bizim ülkemizde sık rastlanan insan tipleri. erkeklerde daha sık rastlanıyor. kompleksten geliyor tabii. güvensizlikten ters tepiyor. aman hemen kaççan tabii onlardan :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Erkeklerde bu kadar sık rastlanmasının sebebini gerçekten merak ediyorum. Bana hep normal olmayan anne veya babadan kaynaklanıyor gibi geliyor.

      Sil
  2. Ülkemizde en çok görülen hastalık. Çok güzel detaylı ve anlaşılır yazmışsın devamını bekliyorum. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gerçekten de öyle. Ekmek su gibi bir şey olmuş.

      Sil
  3. Çok kötü bir psikolojik bozukluk bu. En çok ünlülere ve siyasetçilere dadanan bir hastalık olduğuna inanıyorum. Bir insan ki, Mazallah siyasete girip de biraz tanınmasın! Hemen yakalanıyor bu hastalığa. İsmi lâzım değil şahısta bolca var (kendi bloğum değil diye ismini vermedim başın derde girmesin:))))
    Her şeyi en iyi kendisinin bildiğine inanır, buzdolabı yoktu ülkede ben getirdim filan der. :) 2000'li yıllarda ve sonrasında doğanlar da bilmeden inanırlar 😂😂😂
    Aslında hastalık, gülmemek lâzım ama siyasette olunca gülüyoruz işte.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tüylerim diken diken oldu. Bu blogda şahıstan bahseden ilk kişisiniz. Allahım bugünleri de mi görecekti bu gözler 😅 İsminin anıldığı yere geliyor diyorlar aman aman. Şaka bir yana siyasetçilerde gerçekten var bu. Psikoloji üzerine yüksek lisans yaparsam siyasetle bağlantısını araştırıp yazmak isterim.

      Sil
  4. Çevremizde o kadar çok var ki.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bunları neyle besliyorlar acaba ya? Neden bu kadar çoklar?

      Sil
  5. Bazen bazı insanların davranışlarını anlamak mümkün olmuyor ama böyle ayırıcı tanıları okuyunca tamam diyorsun bu adamda bu bozukluk var. Yol gösteren bir yazı olmuş, kaleminize sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Bu yazılar çoğalmalı ki bilinçlenelim. Yeni nesil özellikle.

      Sil
  6. İnsanı sinir hastası edecek tipler, def etmek gerekir bir an önce. Kimse kimseyi çekmek zorunda değil. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklısınız. Ben def edenlerden oldum ama olamayan eli kolu bağlı milyonlarca kadın var. Ve daha yolun başında olan bir sürü genç kız var. Hepsine bir uyanış olur umarım.

      Sil
  7. Ya, güldük ama gerçekten bir hastalık. Şimdi şaşıracaksın; yorumları okuyanlar da şaşıracak ama çok yakınım yakalanmıştı (çok oluyor rahmetli oldu) televizyonda söylenen şeyleri kendisine mesaj olduğuna ciddi ciddi inanırdı (yalnızca onun anlayabileceği mesajlarmış), dönemin üç ünlü siyasetçisinin de kendisine aşık olduğuna inanırdı, sonra onlara çok öfkelendi, düelloya davet ettiğini bildiren mektuplar gönderirdi onlara, bir gün evdeki tv arızalanmıştı, gelen tamirci çocuğun sırf tipinden işkillenip televizyonuma bomba koyduğundan şüpheleniyorum diye karakolu aratmıştı kapıcının hanımına, o da emir kulu gitmişti (karakol da yakındı), polis de bomba deyince gelmişti ne yapsın ama anlamış hasta olduğun. Daha neler...neler....paranoid şizofreni ile megalomoni birlikte yer alıyor o yüzden tehlikeli de....işin kötüsü asla hasta olduğuna inanmazdı, ben çok ünlüyüm herkes beni tanıyor bir siz aptallar tanımıyorsunuz derdi....mahallede herkes biliyordu...hasta olduğunu kabul etmeyince doktora götürme şansı da olmuyordu, ne eşi, ne çocukları yardım edemediler, hele kızına neler yaşattı....offf....zavallı kızı erkenden ihtiyarladı...çok da güzel bir kızdı...ne gençliğini bildi, ne güzelliğini, herkes manken olur, model olur, hemen evlenir derken hiçbiri olmadı, kız kurusu kaldı...onun çektiklerini ben biliyorum. Annesini affetti....sonuçta hastalık...ölene kadar çok iyi baktı...bir de şaşarsın komşunda, oturduğun apartmanda, toplumda o kadar yaygın ki....
    Evlerden uzak olsun diyeyim. Tedavisi neredeyse mümkün olmayan bir hastalık.

    YanıtlaSil
  8. Merhabalar.
    Birinci bölümü okumadan ikinci bölümü okumuştum. Şimdi biraz daha dikkatlice çevremi, aslında kendimi de incelemem gerekir diye düşünüyorum. Çünkü tamamen olmasa da mutlaka birazcık narsistlik vardır sanıyorum.
    Güzel bir konuydu. Kaleminize, emeğinize ve gönlünüze sağlıklar dilerim. Ancak bu narsistik kişilik bozukluğu olan insanlarla geçim gerçekten çok zor olur. Bu da bir nevi kişilik bozukluğu hastalığı, hepimizden uzak olsun. Hastalara da Allah yardım etsin, şifa versin. Ne diyelim.
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil