Demir
Dünyaya gelirken hiç kimseye, ailesini seçme hakkı verilmiyor. Eğer böyle bir seçim hakkım olsaydı, orta halli bir ailede, sıradan dertleri olan, normal bir hayatın içine doğmak isterdim. Ne yaşadığım rahat hayattan ne de bunca imkanın içinde büyümüş olmaktan elbette şikayetim yok. Fakat doğduğum an itibariyle ailemin önüme koyduğu tek hedef vardı, o da; babadan oğula geçen bu medya imparatorluğunu daima ileri taşımak. Dedem ve onun babası da hep basın-yayın mesleklerinde bulunmuşlar ve kökenleri itibari ile de kuyum sanatı dışında hiç farklı bir iş yapmamışlardı. Babam AD Medya'nın sahibi, yönetim kurulu başkanı Alen Adin, annem ise ADtv nin yönetim kurulu başkanı Piraye Adin, bense onların geleceklerini emanet etmek istedikleri, eksikliklerini benimle tamamlamaya çalıştıkları tek çocukları Demir Ozan Adin'im. Hayatı; aile mirası ve kendi hayalleri arasında sıkışıp kalmış bir adamım. Kuralların, prosedürlerin, nasıl bir adam olmam gerektiğine dair geçmiş geleneklerin, bir kere bahşedilmiş olan ömrüme hükmettiğini farkettiğimden beri kendi benliğim yokmuş gibi hissediyorum.
Kurallarla çevrili, her anı denetimli bir hayat içinde büyürken, hayatımın bir döneminde görünmez keskin bir kılıç beni ikiye böldü, bir şey oldu ve ben kayboldum.