Merak ettiğimiz dizi ve filmleri izlemeden önce en çok onun bloguna başvuruyoruz. Onun yorumlarını okumadan izlemediğim yapımlar neredeyse yok. Çok sevdiğim blogger arkadaşım @renklitirtil ile röportaj yaptım. Hakkında merak edilen her şeyi sormaya gayret gösterdim. Bir dizi talihsiz olaylar sonucu ilk röportajımız kaybolsa da ikinciyi kaybetmeden bloga girdiğim için kendimi tebrik ediyorum.

Keyifli okumalar...

İlk röportajın kaybolma vakasından sonraki ilk sorumu sorayım. 
Blog yazmaya ne zaman ve niçin karar verdin?

-Öncelikle merhaba. Benimle  röportaj yapmak istediğin için teşekkür ederim.
Blogumu  26 Aralık 2012 günü açtım.  Kendimi anlatmaya ihtiyacım vardı.  Bu yüzden blog açmak istedim.

İlk blog postunu gireli 6 yıl olmuş. Bu 6 yılda geliştiğini düşünüyor musun?
-Şu an için tam değil hala  pişmem gerekli. 6 yılda geçse yolun başında  sayılırım her konuda çok fazla eksiğim  var.
 Umarım zamanla  istediğim gibi bir blogger olabilirim.

Geçen yıla nazaran blog üyelerinde müthiş bir artış var. Bunu neye bağlıyorsun?
-Gerçekten mi? Açıkçası böyle bir artışın olduğunu sen  yazmasaydın fark etmemiştim.
Bence yok çok yavaş gidiyor hatta  benimle aynı yıllarda blog açan insanlara göre çok gerideyim. 
Fakat hiç takipçi kaygım olmadı. Sadece bir gün görüntülenme sayımın düşmesinden korkuyorum.
Blogumun takip edilmesinden çok  yazılarımın sevilmesini ve okunmasını istiyorum. 
Yazdığım yazılara yorum geldiği zaman çok mutlu oluyorum ve yorum yapan kişiye karşı minnet duyuyorum.
Yazdığım yazının  okunması çok özel bence.

Aynı türden diğer bloglara göre blogunda Türk dizilerinin tanıtımlarına daha çok yer veriyorsun sebebi var mı?
-İlk yazmaya başladığım zamanlar  herkes  başka ülkelerin dizilerini ve filmlerini yazıyordu.
Özellikle Asya kısmında  bir diziyi bir çok blog aynı anda yazdığı için tüm akışım aynı dizi ama farklı bloglar olarak görülüyordu. Ekstra olarak aynı diziyi benim yazmam kendime, takipçilerime hiç bir şey kazandırmazdı. Sadece bir tık fazla alırdım, o kadar ama.

Türk dizileri her yıl biraz daha gelişip güzelleşirken neden kimse yazmaz diye düşündüm ve farklı bir şeyler yazmak istedim. En azından başkalarının akışında farklı bir şey olsun istedim.
Şu an bu konuda  yazan bir çok blog var ve seviniyorum.  Bu konuda bile önce ülkemiz olduğunu düşündüğüm için  blogunda özgün bir şekilde  yazan tüm blogları destekliyorum.
Belki Asya dizileri kadar görüntülenme almaz ama en azından  takipçilerimizin Türk dizilerini keşfetmesini sağlayabiliriz.

Bu kadar dizi tanıtıyorsun ama hepsini izliyor musun?
-Her güne bir dizi izliyorum.  Eğer dizi vazgeçilmez değilse  yeni gelen dizi de güzelse  hızlıca  yeni başlayana dönebiliyorum. 
Evet, her dizinin ilk 4 bölümünü izliyorum ama yazarken ilk bölümüne göre yazıyorum. Türk dizileri  uzun olduğu için   ilk bölümden yazmak çok kolay oluyor.
Çünkü hangi karakterin ne olduğu  ya da dizinin tutup tutmayacağı  daha ilk bölümden belli oluyor.

Şu an çok sıkı izlediğin dizi veya diziler var mı? Varsa hangileri?
-Var tabii ki, Çukur, Ufak Tefek Cinayetler,  Sen Anlat Karadeniz,  Vatanım Sensin, Aşk ve Mavi, Tehlikeli Karım var şu an. 

Diziler belli bir bölümden sonra klişeye bağlanıyor  Benim merak edip izlediğim bir dizi vardı.
İsmi lazım değil kısaltılmışı S.B.A Son 5 bölüm belki daha fazladır klişeye bağladı. Artık izlemeye gerek duymuyorum
En azından temelde  nasıl devam edecek biliyorum.

-Bazı diziler öyle evet ama bazıları klişeye  bağlasa bile izletiyor  kendini, mesela Aşk ve Mavi.

Son yıllarda reyting alamayan dizilere yapılan bir uygulama var. Bu uygulama eskiden yoktu. Eğer diziler birkaç bölüm belli bir reyting bandını aşamazsa final bile yaptırılmadan pat diye yayından kaldırılıyor. Bu diziler reyting yapamasa da belli bir kitlesi oluyor ve o kitleye yapılan saygısızlık olarak görüyorum bunu. Senin fikrini merak ediyorum.

Yeni sistemin kapitalizm çizgisinden gittiğini  düşünüyorum. Eskiden oyunculara, set ekibine, anlatılan hikayeye saygı duyulurdu şimdi ise bunun tam tersi para ön   planda. Bunun dışarıya dizi satma ile başladığını düşünüyorum.
Reytingleri, hikayesi ve oyuncuların oyunculukları kötü  olsa bile  dışarıya  iyi satıldığı için sezonlar suren diziler biliyorum. Şu an bile öyle diziler mevcut. Bu yüzden dizinin iyi olması pat diye yayından kaldırılması  hiçbir şey ifade etmiyor.  İzleyici de o kadar alıştı ki  yeni dizi gelir  düşüncesi ile  bu durumu hemen kabullenip  normal görüyor.  Bu sistemde bir yanlışlık var ama nasıl düzeltilir bilmiyorum.

Sevdiğin ve sevmediğin blog türleri var mı ?
-Özgün olan tüm blogları seviyorum. Sevmediğim elbette ki hırsız bloglar.
Bir blogu takip ederken tür seçmiyorum. Güzel yazıyorsa  her alanda blogu okur ve takip ederim.

Çoğu blogger arkadaşları tanıyalı uzun zaman oldu seni de öyle tabi.
Ve bu zaman içinde hayatı değişen hayallerine kavuşan ya da hayatı bambaşka yönlere akan arkadaşlarımız oldu.
Birbirimizin hayatlarının pozitif ya da negatif değişimine, gelişimine şahit olmak ortak olup paylaşmak bence çok güzel. Sence?
-Bence çok güzel bir duygu. Birbirimizi hiç görmesek de, birbirimizin üzüntülerini, sevinçlerini paylaşmak birkaç bloggerla aramda   bir bağ oluşturdu. 
Umarım bu bağ  oluşturduğum bloggerlarla hiç kopmam.

Bloggerların ve Vine fenomenlerinin hadi onlar neyse de, ünlülerin Instagram, You Tube kanalı
derken her türlü para kazanacak mecrada, saçma sapan videolarla, sürekli karşımıza çıkmalarına ne dersin?
-Ben buna  katılmıyorum saçma bile olsa üretiyorsa kişi ve hakkıyla  emek vererek yapıyorsa, yapsın kazansın. 
Her youtuberın bir izleyicisi bir kitlesi var bana  saçma gelen  başkasına  güzel gelebiliyor.
Tabii ki olayı  aşırıya kaçıranları   sırf fazla izlenmek   için  insanları  rahatsız edenleri, kendine ve başkalarına  zarar verecek şeyler yapanları tasvip etmiyorum.
Ben aslında sosyal medyada (twitter, facebook, instagram) saçmalayan fenomenlerin çoğunu sevmiyorum  ve  yine sosyal medyada   sayfalarını büyütmek için bilinçsiz  paylaşım yapanları.
Mesela geçenlerde instagramda  bir sayfaya  artık dayanamadım ve engellemek yerine  engellesinler diye  hakaret ettim. 
Sayfa keşfetimde çıkıyordu,  yorum almak için paylaşımlarının üzerine  acayip şeyler yazıyorlardı.  Artık  o kadar sinir oldum ki  biraz hakaret ederek yorum  yaptım.
Sonuç olarak engellendim  ve mutlu oldum.  Herhalde engellendiğim için  mutlu olduğum tek olaydır. Yaptığım doğru muydu? Kesinlikle  hayır.

Biraz da Renkli Tırtıl deyince akla ilk gelen kişilerden yani SUJU beylerden bahsetmek istiyorum.
Sen usta  bir ELF sin. Kaç sene oldu?
-Super Junior grubunu 2010 yılının sonlarına doğru tanıdım ve hemen hayranları oldum.

Son zamanlarda grup üyelerinin yaşadıkları, askerlikleri SM'nin yeni grupları vs. Suju bitti izlenimi verdi ya da sanki öyle bir algı oluşturuldu .
İlk saldıranlar da netizenlerdi. Sence Suju bitti mi?
-Kesinlikle bitmedi.  Dünya çapında hala hayranları çok fazla ve   ülkesinde  şovların hala  vazgeçilmezi.
Sadece son dönemler biraz  talihsizlikler oldu. Fakat atlatılmayacak şeyler değil. 
Önümüzdeki zamanlarda bu durum düzelecektir. ''Super Junior The Last Man Standing!''

Grupta sürekli alkol almasıyla gündeme gelen  bir üye vardı. Gruba zarar verdiği düşüncesinde çoğu hayran.
 Sence de Kangin'in verdiği zarar grubun sonunu getirmek kadar büyük olur mu?
-Bu çok  hassas bir nokta   ELFler için. İlk duyduğumda bende çok kızgındım ama geçtiğimiz aylarda çok  iyi bir idol intihar etti.
Bu yüzden  tekrar düşündüm ve onu  affettim.   Son  olayı için   bir şey  yazamıyorum, zaman ne gösterir bilmiyorum.
Fakat  zaten  Kore'de Super Junior çıkış yaptı yapalı  bir kesim tarafından nefret alıyor.
Bunun yanında Koreli ELFler ben  kendimi bildim bileli  garip  bir topluluk. 
Bu yüzden  zaten eğer bir son varsa o bir şekilde  vuku bulur bu Kangin, Sungmin ya da Siwon'a kalmaz.
Önemli olan benim ne düşündüğüm.  Bir gün grup bitse tüm üyeler ayrılsa bile ben aynı şekilde sevmeye devam edeceğim.

Sadıksın.
-Evet
( Yeri gelmişken şunu söyleyim, Sungmin evlendi diye hem kendine hem eşine saldıran fanları buradan kınım kınım kınıyorum. Kokmuşlar. )

Suju'nun comebacki hakkında neler  söylemek istersin?
-Müthiş bir comeback oldu.  Son klipleri çok  güzel izlemediysen  izlemelisin... Leslie Grace ile  farklı bir tarzda bir iş birliği yaptılar ve  izleyicilerin  geri dönüşleri çok hoş oldu.
ELF bile olmayan insanların beğenmesi, taktir etmesi çok  güzel. Bu durum beni çok sevindiriyor.  :D

Seni ilk tanıdığımda bana çok gizemli ve soğuk geliyordun. Sanki blogger dünyasında her şeye herkese karşı gibiydin.
Ama zamanla kişisine göre öyle davrandığını anladım.
Gerçekten böyle misin?
-Herkes böyle sanıyor bu sadece blogger dünyası değil gerçek yaşamımda da böyle.
 Aslında blogumda kendim gibi olacaktım,  içimdeki beni gösterecektim o amaçla açmıştım ama  olmadı yapamadım.
 Artık kişiliğim, duruşum olmuş diye düşünüp kendimi böyle kabul ediyorum. 
İlk 2 yıl sadece 1 adet blog takip ettim. Neden böyle bir şey yaptığımı  şimdi düşündüğümde bilemiyorum ama güven problemim olmuş olabilir.
Fakat bir gün Kore Günlüklerim Blogu karşıma çıktı. Hatırlamıyorum ama galiba ilk adımı o attı.
Onun sayesinde kabuğumu kırdım.  Hatta onun sayesinde başka bloglarla  blogum harici etkileşime geçtim. 
Bu konuda kendisine çok minnet duyuyorum. Aslında o da benim gibi  soğuk ama  tanışınca bal gibi biri.  Belki bana benzediği için  kabuğumu kırabilmiştir.

İyi ki kırmışsın o kabuğu. Sawako ayrıca efsanedir de. Geri dönüp ortalığın tozunu attırmasını dört gözle bekliyorum.
-İnşallah döner bende çok özledim. Son aylarda çok yoğun. Özel olarak da görüşemiyoruz kendisiyle.

O mutlu olsun da gerisi mühim değil. Elbet bir gün döner.
Son olarak gerçekten cevabını merak ettiğim bir soru var.
Senin ilerde seveceğin, evleneceğin kişi sakin  alttan alan hatta hanımcılıkta zirve yapacak birisi olmalı gibi geliyor bana.
Çünkü, sende böyle bir oğlak, bir koç havası var. Lider ruhlusun, soğuk bir duruşun var.
Yanlış mı düşünüyorum?

Başak burcuyum detaycı bir insanım  bu   da belki lider havası  uyandırmıştır sende ama tamamen detayları görmem ve düzenli şekilde program yapmamdan kaynaklı bir durum.
Bir şeyi iyi programlarım ama  liderlik vasfı çok çok başka bir şey. 
Ben  evleneceğim kişiye soğuk olmam anaç yönüm çok fazla. Farklı  bir yaklaşımım olur diye düşünüyorum.
Daha doğrusu poh pohlanmaktan kilo alırken, şımarma  ihtimali de yüksek olur.  (o.O)
Bir tabir vardır höt höt diye ben öyle biri değilim. Güzel tartışırım ama bunu yapacaksın demem karşımdakine.

Eh analizim pek tutmamış. Teşekkür ederim bana vakit ayırdığın için. :)
-Ben teşekkür ederim benimle bu güzel röportajı yaptığın için çok eğlenceli bir röportaj oldu. :)


NOT: Şu blog aleminde blog yazıları en çok çalınan bloggerlerdan biri de @renklitirtil. Eğer blogundan başka yerde yazılarını görürseniz, o blogu Google ye şikayet ediniz ve kendisine bildiriniz.